Bu site Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu öğretmenleri tarafından okuldaki öğrencilerin istedikleri ve ilgi duydukları alanlarla ilgili yazılar yazıp paylaşabilmeleri için kurulmuştur.
Tarihsel süreçte en büyük yıkıntıya sebep olan savaşlardandı II. Dünya Savaşı. Siyasi ve ekonomik anlamlarda oluşturduğu yıkımlarla birlikte binlerce yaşamı da yıkıp geçmişti. Bu yıkım, milyonlarca insanın hayatına dokunmuş ve geri dönülemez bir şekilde etkilemişti. İşte bu etkinin en iç yakıcı örnekleri de Hiroşima ve Nagasaki... Sene 1945 idi... ABD, Japonya’ya Little Boy” ve “Fat Man” isimlerinde iki atom bombası attı. İki ülkenin Çin üzerinden girmiş olduğu çıkar çatışması II. Dünya Savaşı ile hız kazandı, Japonya’nın savaş azmini kırmak için ise bir hamle gerekliydi. Atılan atom bombaları sonucu binlerce insan olay anında hayatını kaybetmiş, hayatta kalanların bir çoğu da radyasyon tepkimesi sonucunda oluşan çeşitli hastalıklarla yaşamını yitirmişti. O bombanın etkisini yaşayanlardan biri de o sıralar henüz 2 yaşında olan Sadako Sasaki idi. Sadako saldırı sonrası normal yaşantısına devam etti. Fakat okula devam ederken 12 yaşına geldiğinde sağlık sorunları baş göstermeye başla
O gün... Günlerden o gündü.Soğuk,kanlı ve ürpertici bir gündü.kimisi ölmüş,kimisi sağ kalmış.Neyseki askerin en iyi arkadaşı hala yaşıyordu.Arkadaşının yere yığıldığını,sağ mı,ölü mü diye kontrol edene kadar haberi yoktu olanlardan.Arkadaşının yerde yatıyor olduğunu görünce sırtından vurulmuşa döndü.Ateşler,gözün gözü göremeyeceği niteliğinde;savaş atmosferi kafayı bir saniye bile havaya kaldıramayacak kadar yağan mermiler...Arkadaşına doğru koşarken,diğer bir arkadaşı onu yakasından çekti:"Delirdin mi ? Gitmeye değer mi? ölmüştür çoktan,kendi xanınıda atarsan ateşe nice olur halimiz? Onun için yapacak bir şey ne yazık ki kalmadı.Kendi canınıda tehlikeye atma."Asker onu dinlemedi ve arkadaşının yanına doğru gitti.Vardığında ise arkadaşı yarı baygın şekilde yerde yatıyordu.Arkadaşı konuşmaya başladı."Geleceğini biliyordum,beni kurtaracağını biliyordum."Derken son nefesini verdi.Asker perişan olmuştu.Arkadaşını şehit olarak toprağa verdiketen sonra artık onun için yaş
İstanbul’un Beş Genci : Kız Kulesi Efsanesi İstanbul her zamanki gibiydi. Gökyüzünde özgürce uçan kuşları, sokakları nda gezen sokak hayvanları, her biri ayrı telaş içerisinde olan insanları ve daha nicesi. İstanbul başlı başına tarihi eserleri, insanları, hayvanları ile bütün bir şehirdi. Yoldan geçen bir insanı durdursanız hepsinin ayrı ayrı hikayeleri olduğunu fark ederdiniz . B irçok farklı hayatı , yaşamı içinde barındırırdı İstanbul. İstanbul’un güneşli, sıcak ve denizden gelen ılık esintiyle buluşan güzel havası eşliğinde sokaklarda yürüyordu beş genç. Hepsinin gözleri geziniyordu yüksek binalarda, uçan kuşlarda. Hepsi bin bir düşünce barındırıyordu içinde. İlk defa ayak basmışlardı bu şehre. Neler hissettikleri ile ilgili çok karışık düşünceleri vardı. Küçük bir bölgeden bu kadar büyük bir şehre gelmek her insanı biraz büyülerdi. Hepsi ellerinde defterleri ve kalemleri ile renkli taşların üzerinde adımlarını devam ettiriyordu. Aralarından biri her gördüğ
Emeğine sağlık 🙏🏻😊
YanıtlaSil