SADOKO SASAKİ’NİN BİN TURNA KUŞU HİKAYESİ



Tarihsel süreçte en büyük yıkıntıya sebep olan savaşlardandı II. Dünya
Savaşı. Siyasi ve ekonomik anlamlarda oluşturduğu yıkımlarla birlikte binlerce yaşamı da yıkıp geçmişti. Bu yıkım, milyonlarca insanın hayatına dokunmuş ve geri dönülemez bir şekilde etkilemişti. İşte bu etkinin en iç yakıcı örnekleri de Hiroşima ve Nagasaki...


Sene 1945 idi...

ABD, Japonya’ya  Little Boy” ve “Fat Man” isimlerinde iki atom bombası attı. İki ülkenin Çin üzerinden girmiş olduğu çıkar çatışması II. Dünya Savaşı ile hız kazandı, Japonya’nın savaş azmini kırmak için ise bir hamle gerekliydi. Atılan atom bombaları sonucu binlerce insan olay anında hayatını kaybetmiş, hayatta kalanların bir çoğu da radyasyon tepkimesi sonucunda oluşan çeşitli hastalıklarla yaşamını yitirmişti.

O bombanın etkisini yaşayanlardan biri de o sıralar henüz 2 yaşında olan Sadako Sasaki idi. 


Sadako saldırı sonrası normal yaşantısına devam etti. Fakat okula devam ederken 12 yaşına geldiğinde sağlık sorunları baş göstermeye başladı. Vücudunda sebebi anlaşılamayan yaralar ve şişlikler oluşmaya başlamıştı. Doktorlar 

tarafından küçük kıza kan kanseri teşhisi 

konuldu. Atom bombaları normal bombaların anlık yıkıcı etkisini aşarak uzun vadede insan sağlığı üzerinde ölümcül etkilere sebep oluyordu. Kan kanseri de o dönemlerde “atom bombası hastalığı” olarak nam salmıştı. Sadako’nun sağlık durumu ciddiyetini korumaya devam ediyordu. Duyduğu bir efsaneyle yaşama umutla bakıyordu Sadako. Efsaneye göre kağıttan 1000 turna kuşu yapan bir kişiye kabul olacak bir dilek hakkı verilirdi. Japon kültüründe manevi yönden öneme sahip olan turna kuşu, origami sanatıyla beraber yıllarca insanların umut aracı olmuştur. 

Sadako’nun ömrü maalesef ki 644 turna kuşu yapabilmeye yetti. Küçük kız 25 Ekim 1955 sabahı hayatını kaybetti. Eksik kalan 356 turna kuşu ise arkadaşları tarafından katlanarak onunla birlikte gömüldü. Sadako’nun acı kaybının ardından turna kuşu tüm dünyada nükleer silahlanmanın sembolü haline geldi ve onun hikayesi tüm çocuklara umut ve barış anlayışı edinmek için örnek oldu. Hiroşima’da Kazuo Kikuchi ve Kiyoshi Ikebe isimli sanatçılar tarafından tasarlanmış olan anıt, küçük kızın anısına Hiroşima Barış Anıtı Parkı’na dikildi. Bu parka yüzlerce çocuk gelerek yaptığı kağıttan turna kuşlarını Sadako’nun anıtına bıraktı.Sadako ve bin turna kuşunun hikayesi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bilinmektedir. Sadako’nun öyküsünden etkilenen isimlerden biri olan Nazım Hikmetde yok edilen bu masum hayatlar üzerine yazdığı "Kız Çocuğu" şiirinde hislerini böyle anlatıyordu:

Kız Çocuğu Şiiri-Nazım Hikmet

Kapıları çalan benim, kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler.
Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.  


Türkçe Öğretmeni: Esra YİLDİRİM

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM

İstanbu’un Beş Genci: Kız Kulesi Efsanesi